Ve Final!




2015 yılı mayıs ayının 13. günü başlayan bir serüvenin sonuna geldik. Her şey bir merhabayla başlamıştı… Her hafta bir video yayınladığım bu süreci iki yıla yayarak, aslında size de bir dilin iki yıldan önce kolay kolay öğrenilmeyeceği mesajını vermek istedim. Tüm bu süreçte başından sonuna kadar beni takip edenleriniz oldu. Hiçbirinizle yüz yüze tanışmamış olsam da yorumlarda hep oradaydınız. “Dil kursunda anlayamadıklarımı burada anlıyorum” şeklinde başlayan yorumlarınız bana hep doğru yolda olduğumu hatırlattı ve bu koşuda biraz daha hız kazandırdı. Çeviriyle Öğren satışları için de aynı şeyi söyleyebilirim J

Şaka bir yana, bu kanalın kurulmasına sebep olan şey de aslında Çeviriyle Öğren kitabımın tanıtımını yapmak isteyişimdi. Çok da hoş bir özellik olmayan mükemmeliyetçiliğimin yüzünden de iş buralara kadar geldi. Yani konuları öyle beyaz tahta önünde anlatıp geçemezdim; bunun örnekleri vardı. Hatta ben de bir önceki kanalımda bunu denemiştim ve insanları ne kadar sıktığını bizzat görmüştüm. Sadece bir tahta görseliyle de bunu yapamazdım, çünkü sınıf atmosferini de yansıtmam gerekiyordu. Sonuç olarak bu sınıfı seçtim, arada sırada aklına bir şeyler gelen bir öğrenci ve iki modlu bir öğretmen ekledim.

Bunlar işin sadece başlangıç aşamasıydı. Sonrasında ise, iki yıl boyunca kendimi sosyal açıdan sınırlayacağım bir döneme girdim. Nedeni ise, 10 dakikalık bir videonun tam kapasite çalışmayla ortalama 3 günde bitirilebilmesiydi. Bu bazılarına abartı gelebilir ama inanın bu iş göründüğü gibi değil. Şöyle ki; bir konunun videosunu yaparken ilk olarak mevcut videoları izliyor, konu anlatımı sitelerini araştırıyor, onlardan fikirler edinip eksiklerini ve yanlışlarını not ediyordum.

Sonraki aşama, sizin PDF dosyası olarak bildiğiniz, senaryoyu yazma aşamasıydı. “Helal olsun be! Ağzından çıkan her kelimeyi not etmiş…” diyen arkadaşlar; aslında hoca not ettiği her kelimeyi ağzından çıkarıyordu J

Üçüncü aşama seslendirme aşamasıydı. Bunun içi yapılacak işlemler:
1. Gürültücü Felix’i duvardan indir.
2. Gürültücü komşuların sustuğu bir vakti bekle.
3. Kediyi odadan çıkart.

Ses kaydı yapmak için öyle profesyonel mikrofon falan kullanmıyordum; bildiğiniz, marka vermek istemediğim bir cep telefonu kullanıyordum. Hışırtıyı azaltmak için de özel bir efekt giriyordum.

Dördüncü aşama film alıntılarını bulmaktı. Videoda anlattığım bir konunun günlük hayatta nasıl kullanıldığını görebilmeniz bence çok önemli ve bunun da en güzel yolu filmler tabi ki. Neredeyse 15 yıldır arşivleyip biriktirdiğim iki binden fazla film DVD’sinin ne zaman işe yarayacağını düşünüp duruyordum. Tabi filmlere sahip olmakla da iş bitmiyor. O konunun hangi filmde geçtiğini bulabilmek için altyazı dosyalarını teker teker incelemek gerekiyor ki akıllı insan işi değil J Bir günümü sadece bunları bulup hazırlamak alıyordu.

Son aşama ise, bu öğelerin tümünü birden bir video işleme programında birleştirme aşamasıydı. Kanalı oluşturmaya başlamadan önce, kullanmayı bildiğim tek video işleme programı Power Director isimli hantal ama bir o kadar da özelliksiz bir programdı. Ne yaparım, nasıl yaparım diye kara kara düşünürken Kutay Kösem imdadıma yetişti… Kutay Kösem’in haberi olmasa da, bu kanalı doğuran, belki de onun kanalında paylaştığı Adobe Premiere videoları oldu. Sempatik ve akıcı anlatımı sayesinde, öcü gibi baktığım bu programın aslında ne kadar kullanıcı dostu olduğunu gördüm. Kutay Kösem’in bunun haricinde fotoğrafçılıkla ilgili de birbirinden keyifli ve eğitici videoları var. Fotoğrafçılıkla ilgileniyorsanız ve benim kanalıma karşı bir gönül borcu hissediyorsanız, bunu Kutay Kösem’in kanalına abone olarak ödeyebilirsiniz. Kanala gitmek için buraya veya video açıklamalarındaki linke tıklayabilirsiniz.

Teşekkürlerden söz açılmışken; belki de ilk teşekkürü, İngilizce öğretmeni olmamda ilk rolü oynayan, Aysel hocama etmem gerekiyor. Kendisi, matematikle arası bozuk olan bir meslek lisesi öğrencisini doğru zamanda doğru şekilde yönlendirmekle kalmayıp, boş derslerinde özel ders verecek kadar da fedakar bir öğretmendir. Aysel hocam, teşekkürler.

İkinci en önemli teşekkürü ise, bu kanalın fikir anası olan eşime etmek istiyorum. Seda sadece fikir analığı yapmakla kalmadı, aynı zamanda videoları ilk izleyen kişi olarak, orijinal hallerinde içerdikleri tüm o iğrenç esprilere de maruz kaldı. Neyse ki, Nuri Bilge Ceylan disipliniyle videoları izleyip “şunu çıkart, bunu ekle” şeklinde değerli katıklarda bulunarak, bugün videolarda gördüğünüz kötü esprilerin sayısının bunlarla sınırlı kalmasını sağladı.

Peki şimdi ne olacak? Videolara devam edecek miyim? Bütün bu videolar İngilizceyi öğrenmek için yeterli mi? Sonraki planlarım neler? Biraz bunlardan bahsedeyim. Videolara devam etmeyi düşünmüyorum, çünkü zaten anlatılacak çoğu şey anlatıldı. Bu yüz videoluk seri, İngilizce gramerindeki neredeyse tüm konuları kapsıyor zaten. Ancak çok belirgin konularda, sizden gelen talepler olursa bonus videolar hazırlayabilirim. Bunun dışında, belki çok ileri bir tarihte, deyimlere odaklanan kısa videolar hazırlamak üzere yeniden kolları sıvayabilirim.

Şu anki ilk önceliğim ise kitaplar. Önümdeki ilk proje, darmadağın ve düzensiz halde duran PDF dosyalarını renkli, resimli ve daha rahat anlaşılır bir konu anlatımı kitabı haline dönüştürmek. Bunu yaptığım zaman bu projenin gerçek anlamda sahip olması gereken şekli kazanacağını düşünüyorum.

Ondan sonraki projem ise, Çeviriyle Öğren’in detaylı bir cevap anahtarı niteliğinde olan, “Neden Böyle Çevirdik?” kitabı olacak. Hani hatırlarsanız, her videonun sonunda beşer tane alıştırma çözdürüyordum ve sonrasında cevapları anlatarak açıklıyordum. Bu açıklama kısımları aslında çok faydalı oluyor ama kitap zaten yeterince kalın olduğu için, ansiklopediye dönmesin diye böyle bir bölüm ekleyemedim. Neden Böyle Çevirdik kitabı hem bu eksikliği giderecek hem de bir cümlenin birden fazla çevirisi olabileceği için, başka ne şekilde çevrilebilirdi sorusuna alternatif yanıtlar da içerecek.

Yine benim de az da olsa emeğimin geçtiği diğer bir proje ise, Çeviriyle Öğren kitabının IOS ve Android uygulamasını hazırlamak. Kitabı taşıyamadığınız her yere bu uygulamayı taşıyabilecek ve hem sürükle-bırak hem de sıfırdan yaz yöntemiyle alıştırmalar çözebileceksiniz. Cümlelerin telaffuzlarına ve o konunun ders videosuna da aplikasyondan ulaşabileceksiniz. Hatta program ara ara sizi dürtükleyerek, “Şu cümlenin çevirisi nasıl olacaktı?” şeklinde sorular bile soracak. Şu anda bir arkadaşım gecesini gündüzüne katarak bu proje üzerinde çalışıyor ve çok çılgın fikirleri var. Bu uygulama hazır olduğunda veya yeni kitaplar çıktıkça duyuru videolarıyla sizleri bilgilendireceğim.

Tüm bu yoğun tempoda yorumlarınıza yanıt veremezsem lütfen darılmayın. Hepsini teker teker okumaya çalışıyorum ama artık cevap yazmaya vaktim olmuyor. Var olan vaktimi sizlere daha rafine bir içerik hazırlamak için kullanmayı tercih ediyorum.

Son söz olarak şunu söyleyeyim; bir dil öğrenmek asla bitmeyecek bir süreçtir. Öyle 57 saatte, 3 ayda falan olmaz. Her şeyinizle ona sarılmanız lazım. Bıraktığınız noktada o da sizi bırakacaktır. Yani ateşi sıcak tutun; daima odun atın; mesela kelimelerle, deyimlerle besleyin onu, çünkü sönerse tekrar yakmanız daha zor olabilir. Takıldığınız bir yer olursa yorumlara yazın; ben cevap veremesem bile mutlaka bilen birisi cevap verecektir.

Hoşçakalın.

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Ve Final! için 18 cevap

Bir yanıt yazın